Buradaki fotoğraflar Eda Sayın tarafından çekilmektedir. Kendisi benim arkadaşım olup, sevimli birşeydir. Ha evet yanda duran ta kendisi... Konuşurken bana resimlerine bakmamı söyledi. Resimleri görünce her birinde bir hikaye belirdi kafamda... "Hadi gel.." dedim, "şunlara bir blog yapalım". Kabul etti. Bu blogtan bir sergi açana kadar görüşemeden, uzaktan çalışabiliriz ama yoğunluktan... Yani bunlar biraraya gelip çıkardığımız çalışmalar değil. Ama sergi açılış günü kahvesini ben ısmarlayacağım. Söz valla Eda...

18 Eylül 2010 Cumartesi

Yorulmuşluklar var, yolun yarısında hayatımın ve herşeye turşu aklımda...
Şu deniz kadar parlak, coşkulu ve temiz olamadım ve değilim de hala...

Güneş son ışıklarını vururken denizin yüzüne, es geçiyor hep beni...
Karanlığa gömüyor her sahte yaşanan günün, ürkek ve soğuk gecesini...

Bu yarım dünyada, şu iskelenin ucundaki kadın gibi yalnız ve belirsizim.
Dalgalarla dost, güneşle düşman, hayatın kenarında ve artık sabırsızım.

Soğuk denize adımlarımı atarken tek tek ve ürkek şekilde basamaklardan,
Ay ışığı sonatı kulaklarımda, piyano eşliğinde yükseliyor "adagio" hayatımdan...

Yoksa bu mutluluk da, ben mi anlamıyorum şu tablodaki yarım dünyayı...
Eğer öyleyse neden çalmıyorsun, 9-8’le hayatımı Beethoven, çal neşeye şarkıyı...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder